1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

Çorlu Tren Faciası: Adalet umudu yine ertelendi

24 Ocak 2024

Davanın karar duruşmasında ailelerin avukatları üst düzey yöneticilerin yargılanmaları talebini yineledi. Mevcut sanıkların ise "olası kast" yönünden ceza almalarını istedi. Dava 29 Şubat'a ertelendi.

https://p.dw.com/p/4bdtU
Çorlu'da meydana gelen tren kazası
Çorlu'da meydana gelen tren kazasıFotoğraf: picture-alliance/Anadolu Agency/S.C. Bozyel

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 7'si çocuk 25 kişinin ölümüyle sonuçlanan tren faciasına ilişkin yaklaşık 6 yıldır süren yargılamanın karar duruşmasından da sonuç çıkmadı. Mahkeme heyeti, duruşmada elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi için dosyanın incelenmesine karar verdi. Yaklaşık 11 saat süren duruşmada hükmün açıklanması 29 Şubat'a bırakıldı.

8 Temmuz 2018'de meydana gelen ve 328 kişinin de yaralandığı tren faciasına ilişkin 13 sanıklı davanın 18'inci duruşması Çorlu Halk Eğitim Merkezinde Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince görüldü.

Davada, alınan ikinci bilirkişi raporu sonrası sanık sayısı Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) 1'inci Bölge müdürleri ve yöneticilerini kapsayacak şekilde dörtten 13'e çıkarken, kaza günü TCDD Genel Müdürlüğü'nde görevde olan üst düzey bürokratlar için yargı yolu açılmadı. Faciada yakınlarını kaybeden ailelerin üst düzey yetkililerin yargılanması talepleri birçok kez reddedildi. 

13 kişi hakkında taksirle öldürme suçundan ceza istenen davada tüm sanıklar tutuksuz yargılanıyor. Dava süresince şimdiye dek tek bir tutuklama gerçekleşmiş, davanın 11. duruşması sonrası Ekim 2022'de tutuklanan 1. Bölge Bakım Müdürü Mümin Karasu yaklaşık bir buçuk ay sonra tahliye edilmişti. Aileler duruşma öncesinde 'cezasızlık son bulsun' çağrısı yaptı.

Karar duruşmasında sanıklardan, kaza sırasında TCDD 1. Bölge Müdürü olan Nihat Aslan'ın avukatı Akın Baş'ın soruşturmanın genişletilmesine yönelik yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebi reddedildi. Esas hakkındaki mütalaa iddia makamı tarafından tekrar okundu.

"Sorumlu TCDD birimleri önlem almadı"

Önceki duruşmada mütalaasını veren savcı, kaza itibarıyla TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü'nde görevde olan Bölge Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, Halkalı 14. Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt ve Yol Bakım Şefi Özkan Polat'ın, 'Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan cezalandırılmalarını ve tutuklanmalarını talep etmişti. Savcı, TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, 1. Bölge Müdür Yardımcısı Levent Muammer Meriçli, Üstyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, Hat Bakım Onarım Memuru Celaleddin Çabuk, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, Yol Kontrolörü Burhan Ortancıl, Mühendis Deniz Parlak, Kubilay Başkaya, Yüksek Mühendis Tevfik Baran Önder'in ise 'basit taksir' suçundan cezalandırılmalarını istemişti.

Kazayla ilgili dava altı yıldır sürüyor.
Kazayla ilgili dava altı yıldır sürüyor.Fotoğraf: picture-alliance/AA/H. M. Sahin

Savcılık mütalaasında kazanın meydana gelmesindeki temel etkenin şiddetli yağış sonucu ray altındaki desteğin kaybolması ve hava durumunun resmi hava tahmini raporları ile önceden takip edilmemesi olduğu belirtildi. Hava durumu takip edilmediği için şiddetli yağışın meydana geldiği saat ile kaza saati arasında gerekli hat muayenesinin yapılmadığı ve önlemlerin alınamadığı ifade edilen mütalaada, tren kazasının oluşumunda temel etken olarak kabul edilen demiryolu hattındaki eksikliklerin oluşmaması için önceden önlem alınması ve şiddetli yağış sonucu üzerinde meydana gelen kusurun muayene ile tespit edilip giderilmesi bakımından, kazanın meydana geldiği menfezin bulunduğu hat kesiminin bakım, onarım ve takibinden sorumlu TCDD birimlerinin ilgili mevzuat uyarınca alınması gereken önlemleri almadıkları ifade edildi.

"Ellerini kollarını sallayarak çıkmasınlar"

Savcılık mütalaasının okunmasının ardından yakınlarını kaybeden aileler ve avukatları, mütalaaya ilişkin beyanları verdi. TCDD üst yöneticilerinin ve Ulaştırma Bakanlığının yargılamaya dahil edilmemesine tepki gösteren aileler, mevcut sanıkların ise olası kast ile cezalandırılması gerektiğini dile getirdi. Ailelerin vekilleri olan tüm avukatlar da 'sonucu engellemek yönünde bir eylemleri olmadığı için' mevcut sanıkların 'olası kast' yönünden ceza almaları, cezada indirim yapılmaması ve üst düzey yöneticilerin de mutlaka yargılanmaları gerektiğini vurguladı.

Faciada 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel ile eski eşi Hakan Sel'i kaybeden Mısra Öz, "Altı yıldır oğlumun acısını yaşıyorum. Sizlerin de oğlu olabilirdi. Biz yıllardır sizi hukuk çerçevesinde anlamaya çalıştık. Siz bizi hiç anlamaya çalışmadınız. Buraya tanık olarak bile getirmediğiniz Genel Müdür ve Yardımcılarına biz de ulaşamadık, onlar şirketlerini kurdular, hayatlarına devam ettiler" dedi ve ekledi: "Mümin Karasu'nun tutuklu kaldığı sürede bile başımızı yastığa rahat koyduk. Hükmünüz belli, değiştirebileceğinizi zannetmiyorum. Madem burada üst makamları göremedik, bari bu sanıklar bu salondan ellerini kollarını sallayarak çıkmasınlar. Olası kasttan ceza alıp tutuklanmalarını istiyoruz. Aksi halde geçmişte birilerini öldüren yarın başkalarını da öldürebilecek kişilere göz yummuş olursunuz."

Mısra Öz oğlu ve eski eşini kaybetti.
Mısra Öz kazada oğlu ve eski eşini kaybetti. Fotoğraf: DW

Ailelerin vekillerinden Avukat Yalçın Deniz Özen de demiryolu işletmeciliğinde özelleştirme hamlelerinin, TCDD'nin kurumsal yapısının darmadağın olmasına, birimler arası koordinasyonun tümüyle yok olmasına ve meydana gelen katliamlarda sorumluluktan kaçmanın, altyapı üstyapı dengesizliğinin müthiş bir boyuta varmasına yol açtığını savundu.

"Gerçek sorumlular yargılanmadı"

Özen, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarıyla sorumlulukları ortaya konan üst düzey yetkililer, bürokratlar ve siyasetçiler hakkında iddianame düzenlenip dava açılmadığını vurgulayarak "Gerçek sorumluların yargılandığı bir yargılama faaliyeti gerçekleştirilmediği gibi yakınlarını kaybeden aileler, ailelerin avukatları ve gazeteciler hedef gösterilerek yargılandı" diye devam etti.

Ailelerin vekillerinden Avukat Evren İşler TCDD'nin yaşam hakkını ihlal ettiği için olası kastla sorumlu olduğunu belirtirken Avukat Gökmen Yeşil, "Bir daha canların ölmemesi için onlara verilen cezasızlık güvencesi ortadan kaldırılmalı, sanıklar olası kast ile cezalandırılmalı. İndirim yapılmamalıdır" dedi. Avukat Akçay Taşçı da "Eğer 25 insanın ölümüne ilişkin hakkaniyetli bir yargılama yapacaksak Süleyman Karaman, Talat Aydın, Şükrü Kutlu, Ümit Ulvi Canik, Veysi Kurt, İsa Apaydın sanık koltuğuna oturmalıdır" ifadelerini kullandı.

"En kötü ihtimal düşünülerek yatırım yapılamaz"

Facianın gerçekleştiği sırada İsa Apaydın TCDD Genel Müdürlüğü, Veysi Kurt  TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdürlüğü görevini yürütüyordu. Süleyman Karaman, Talat Aydın, Şükrü Kutlu ve Ümit Ulvi Canik'in 'yol bekçiliği sisteminin kaldırılmasına ilişkin' Devlet Demir Yolları İşletmesi Yönetim Kurulu'nun 27.06.2008 tarih ve 11/132 sayılı kararında ve 02.06.2010 tarih ve 11/78 sayılı kararında imzası bulunuyordu.

Sanık Nihat Aslan'ın avukatı Akın Baş "Hepimiz yaşamışızdır günlük güneşlik hava birden sele dönebilir. Yol Bekçisi olsa bile kazanın meydana gelmesini engelleyemez" diyerek Aslan'ın beraatini talep ederken sanıklardan 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Muammer Meriçli'nin avukatı Atilla Saka da kamu hizmetinin yapımında idarenin en kötü ihtimali düşünerek hiçbir yatırım yapamayacağını savunarak "Belki karar alma noktasındaki kişiler burada sanık koltuğunda olabilirdi. Ancak sanıklar bu pozisyonlarda değillerdir. Olası kastta iştirak hükümleri uygulanamaz" dedi.

Sanıklardan Halkalı 14. Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt'u savunan Avukat Ersin Albuz ise davada karar vericilerin yargılanmadığına işaret ederek "Meslektaşımız Av. Can Atalay hakkındaki AYM kararını; Demirtaş ve Kavala hakkındaki AİHM kararını uygulamayan bir yargımız var. Yargıya nüfuz etmiş bir iktidarın, bürokrasiye nüfuz etmemesi düşünülemez" ifadelerini kullandı.

Bilirkişi raporları ne diyordu?

Dosya kapsamında alınan 2018 tarihli bilirkişi raporunda Turgut Kurt ve Özkan Polat'ın yanı sıra Köprüler Şefi Çetin Yıldırım ve Hat Bakım Onarım Memuru Celalettin Çubuk'un da gerekli denetim ve kontrolleri yapmadıkları gerekçesiyle asli kusurlu oldukları belirtildi. Savcılık tarafından seçilerek getirilen bu bilirkişilerin sonradan TCDD ile ticari ve benzeri bağlantıları olduğu avukatlarca ortaya kondu.

Ailelerin ve avukatlarının mücadelesinin ardından, olay yerinde yeniden keşif işlemleri yapıldı ve yeni bilirkişi raporları alındı.

2021 tarihli bilirkişi raporunda kaza bölgesinde yer alan menfezin hizmet ömrünü doldurduğuna işaret edilirken, 2023 tarihli ek bilirkişi raporunda TCDD asli kusurlu bulundu.

Raporda, "Olağanüstü hava koşulları ile ilgili gerekli önlemleri almayan ve meteorolojik durum ile hava koşulları hakkında gerekli koordinasyonu sağlamayan; TCDD Genel Müdürlüğü AR-GE Birimi, Merkez ve 1'inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlükleri ve diğer ilgili müdürlüklerin asli kusurlu oldukları görüş ve kanaatine varılmıştır. Demiryolu altyapısı ve sanat yapılarını üstyapıda yapılan yenilemelere uygun hale getirmeyen; TCDD Genel Müdürlüğü'nün altyapı ve sanat yapılarını yenilemeden sorumlu Başkanlığı'nın asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Mevcut durumda, demiryolu altyapısı ve üstyapısının, olası problemlere karşı her gün düzenli olarak kontrol edilmesi için sorumlu personel olan Yol ve Geçit Kontrol memurlarını yeterli sayıda istihdam etmeyen; TCDD Genel Müdürlüğü'nün Yol ve Geçit Kontrol Memuru istihdam etmekle sorumlu başkanlığının asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır" ifadeleri yer alıyordu.

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl ulaşabilirim?

DW-Reporterin Pelin Ünker
Pelin Ünker Yolsuzluk ve vergi adaleti üzerine haber yapan araştırmacı gazeteci.@pelinunker